23 Nisan 2010

karanlık sokaktaki cinayet

elleri utangaçtı kadının. bir an durdu, aklına gelen düşünceyi kovuşturdu. bastırdı o düşünceyi, yok olmadı tekrar kendini hatırlattı o düşünce.. kendiliğinden unutması gerektiğini düşündü, bekledi... uyandığını farketmemişti yanındaki adam, uyuyordu. ellerini adamın sırtında gezdirdi. üşüdü kadın sonra. üstüne gecelik aldı, camı açtı ve düşündü aşağıdaki sokağa bakarak.. geceydi.. soğuk bir geceydi. üşüdü kadın sonra.

'kayıp kentin kayıp kadını' dedi dudakları.. bunu sevdi. o yüzden tekrar mırıldandı. 'kayıp kentin kayıp kadını'..

kadın yorgun siluetini de alarak tam karşısına yansıyan duvardan, kapıyı vurup çıktı. kapının sesiyle uyandı yataktaki adam, adam hiç üşümedi sonra.

yüzündeki yorgun çizgilerle kadın yürüyordu  o gece, bilmediği bir kentin bilmediği sokaklarında. aklındakileri çöpe atmış bir insanın kayıtsızlığı beraberindeydi. elleri titriyordu hafiften, ellerini cebine soktu. kadın üşümüştü.

yıllar önceki adam geldi aklına, aklını yitirmesine neden olan adam aklına geldi yine. aklına geldi ama pek nazik karşılanmadı kadının aklında adam, def edildi. tekrar geldi kadının aklına adam. yüzsüzdü, dışarda hafif, ince ince, kıl gibi bir yağmur vardı. şaşırtıcı olan şuydu ki; adam hiç üşümemişti.

kadın yürürken üzgün tavrını saklayınca benliğinin derinliğine, turuncu bir korku kapladı birden ruhunu. bu korkuyu bilirdi kadın, sevişirken hissederdi bazen, unuturdu. bu gece nerden ortaya çıkmıştı bu korku.. karıncalar beyninde yürümeye başladı kadının. kadın hem ürperdi hem üşüdü.

ve birden kayıp kentin sokaklarında bir gölge görür gibi oldu kadın. daha çok ürperip, daha çok üşüdü.

adımlarını hızlandırdı. takip edilip edilmediğini anlamak istiyordu ama buna karşın arkasını dönüp o gölgeyle yüzleşemeyecek kadar, yalnız ve dirayetsizdi.

kadın kaskatı kesildi birden. bıçak tam korktuğu yerden saplanmıştı.

iki adım attı belli belirsiz karanlıkta. rüzgar esti aniden, ve sessizlik.. kadın üşüdü. düşmekte olduğu zeminde bir gölge gördü. sırtından akan kanın sıcaklığını hissetti.

ve birden tüm di'li geçmiş zamanlardan vazgeçti kadın. 'o burda' dedi zihninde.

kadının suratı hızla yere çarptı. acıyı son kez hissetti. 

kadının cansız bedeninin üzerinde gülümsedi adam. bıçağı kadının sırtından çıkardı. cebinden çıkardığı gazete parçasına sarmaladı. ve birden bir rüzgar esti. adam turuncu bir korku duyumsadı. ellerini cebine sokup, pardesüsünün yakasını kaldırdı. 

cebinden bir chesterfield çıkartıp yaktı karanlık sokaktan uzaklaşırken. çakmak söngüğünde.... 

..adam sadece o karanlık sokakta değil, aynı zamanda hayatında ilk kez üşüdü.

ve adam şunu düşündü ilk kez; 'ne zamanki bir yerde turuncu korkular duyarsın ve ruhun üşür, emin ol o zaman bir yerlerde katillerin seni düşünür'..

3 yorum:

  1. Final cümlene bayıldım. (Dexter'ın üstündekine :))) ) Ben seni okumaktan bıkmam sanıyorum ki.. Harikasın.

    YanıtlaSil
  2. teşekkürler Dexter. fikir için de ayrıca teşekkürler tabi.. bu arada bende senin yazını okudum, çok güzel ve sonu etkileyici olmuş.

    YanıtlaSil
  3. Ve bende yorumunun altına fikrimi söyledim Dantecim.

    YanıtlaSil