24 Aralık 2009

Bunalmışlıkta Yaşama Kültürü

her yerimize iğneler batırırdık,saatlerce bu terapiyi bedenimize uygular, bu ritüelden muazzam bir zevk alırdık. spontane yaşanan aşklar hep ilgimizi cezbederdi o zamanlar. kuantum fiziğiyle ilgilenmez, kalın kitaplar okumaz, okuyanlarla dalgamızı geçerdik. aşkları kullanır kullanmaz yerine koyardık. Sevişmeden önce mutlaka Cemal Süreya okurduk. tarifsiz sevinçler içerisindeydik. unutulmuştuk, sikimizde değildi..

gözler önüne serileni görmezden gelirdik, biz sanatsal yaşardık. her akşam kelime kusardık lavaboya. kusmadan önce mutlaka Kafka okurduk. Kafka, Milena'sına mektup yazardı, biz oturup salya sümük ağlardık. şizofreniye benzerdi sevmemiz, nevroza hep ilgi duyardık. kendimizi hep başka yerlerden duyardık, uzaklardan haberimiz gelirdi, şaşırırdık.. belirli aralıklarla terkedilirdik, bize kimse inanmazdı. yalancıydık.

nihilizmin doruk noktasıydık, elimizde kalan herşeyi veresiye vermiştik, alacaklarımızı alamamış, kendimizi kimseye anlatamamıştık. bizi hep gördükleri gibi sanmışlardı. anlatmaya gayret etmemiştik, yürümüştük, uzaklaşmıştık..

21 Ağustos 2009

Merhaba

Bugünlerde tanrıdan haber yok. Mutlak bir saçmalığın peşinden koşuyorum yalnızca. Karanlıklar içinde ayaklarımdan çıkan gürültüyü dinleyerek, nefesimi zorlayarak koşuyorum. Sonunda o karanlık boşluğa gelince kendime itiraf edemediğim korkularımla dibe gömülüyorum. Tanrı beni hatırlamamakta ısrar ediyor. Bunalmışlığımın içinde hayat dersleri arıyorum. Bulamadığımın farkına varıyorum. Ölmek üzereyken uyanıyorum her sabah. Ölmek için hergece çaba halindeyim. Kursağımda kalan sevinçleri ürkek kuşlara yedirmelisiniz ben öldükten sonra.