07 Ağustos 2013

Hayatın Muhkem Mevkileri #1

onu öptüm ve beni mutlu bir adam sandı. her şey eksikti, farkındaydım. bina eskiydi, banyo pisti ve musluk ya açılmıyor ya da açılınca kapanmak bilmiyordu. bir anlık öfke isimli gecelerde sertçe çarptığım kapılar sebebiyle istisnasız tüm kapı sahanlıklarında çatlaklar, kireci dökülmüş duvarlar vardı.

yaşamak hakkında bir kaç lakırdı oldu. o istanbul dedi ben sevmem dedim, ressamlar dedi hiç anlamam dedim, fatih istanbulu aldığında dedi gerisini dinlemedim, sevmek kelimesi dedi muğlak olabilir dedim. kurulmuş bir saat yanlış vakitte çaldı, kalktım onu susturdum.

evire çevire geceyi oynattık sonra yerinden. hem gece zaten mutlak bir şeydir ve bir kaldıraçla yerinden kolayca oynatılabilir. suskunluk güzel bir ülkeydi şimdi anlıyorum. susunca ihtimaller çoğalır çünkü. konuştukça çözülmez ki problemler, konuştukça artar aksine. sus dedim. sustu.

her şey yolunda gibiydi. gibiydi diyorum çünkü her şey yolunda olmaz, olsa olsa her şey yolunda gibi olur. bu hayata değil yanlış anlamayın, hayat fikrine bir saldırıydı. öpüşmemiz diyorum yaşanan iyi şeylere bir nevi başkaldırıydı. başkaldırı o dönemlerde hem siyasi hem erotik bir kelimeydi.

kucağıma aldım onu, yüzüne bakıp uzun uzun seyretmedim. gözlerinden de hiç bahsedecek değilim. belki teni hakkında bir şey söylemeliyim. teni sarıydı, iskandinav sarısı.

halıya biraz şarap döktü ama hemen affettim onu. öptüm ya birdenbire. o da beni birdenbire uzun boylu bir adam sanmış olacak ki ayak parmaklarının üzerinde yükseldi ve biraz üstten öptü beni.

ne de mutlu bir adamsın dedi en sonunda. sustum. susunca ihtimaller çoğalır çünkü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder