24 Aralık 2009

Bunalmışlıkta Yaşama Kültürü

her yerimize iğneler batırırdık,saatlerce bu terapiyi bedenimize uygular, bu ritüelden muazzam bir zevk alırdık. spontane yaşanan aşklar hep ilgimizi cezbederdi o zamanlar. kuantum fiziğiyle ilgilenmez, kalın kitaplar okumaz, okuyanlarla dalgamızı geçerdik. aşkları kullanır kullanmaz yerine koyardık. Sevişmeden önce mutlaka Cemal Süreya okurduk. tarifsiz sevinçler içerisindeydik. unutulmuştuk, sikimizde değildi..

gözler önüne serileni görmezden gelirdik, biz sanatsal yaşardık. her akşam kelime kusardık lavaboya. kusmadan önce mutlaka Kafka okurduk. Kafka, Milena'sına mektup yazardı, biz oturup salya sümük ağlardık. şizofreniye benzerdi sevmemiz, nevroza hep ilgi duyardık. kendimizi hep başka yerlerden duyardık, uzaklardan haberimiz gelirdi, şaşırırdık.. belirli aralıklarla terkedilirdik, bize kimse inanmazdı. yalancıydık.

nihilizmin doruk noktasıydık, elimizde kalan herşeyi veresiye vermiştik, alacaklarımızı alamamış, kendimizi kimseye anlatamamıştık. bizi hep gördükleri gibi sanmışlardı. anlatmaya gayret etmemiştik, yürümüştük, uzaklaşmıştık..

4 yorum:

  1. Blogumu okumanı istemem hiç, çünkü okuduktan sonra bu yazıyı kendim yazmışım gibi hissetmem hoşuna gitmez diye düşünüyorum ama eğer gerçekten yazmak isteseydim aynı anlamları farklı anlatırdım. çok, çok sevdim.

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  3. Blogda ki her yazıyı okuyup hepsine abuk sabuk yorum yapan saplantılı insanlar gibi olmak istemiyorum :) ama bahsettiğim aynı kıtaplardan aynı cümleleri unutmamak, aynı kitapları aynı hikayelerle tamamlamak gibi. Bıkkınlık vermeden bitiriyim :) mutlu oldum sadece.. istersen silebilirsin yorumu.

    YanıtlaSil
  4. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil